29.07.2020

Mevzuat Değişikliği

7251 sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu kanunla 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı “73/A” maddesi eklenmiştir. Bu değişiklikle birlikte 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/A maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:

“Dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 73/A – (1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:

  1. a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
  2. b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
  3. c) 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar

ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar

  1. d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar

(2) 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin onbirinci fıkrası tüketici aleyhine uygulanmaz.

(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hâlinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Ancak belirtilen hâllerde arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki saatlik ücret tutarını geçemez.

(4) Arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.”

Anılan madde hükmü, derdest davalar için geçerli değildir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen “GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” şeklindeki geçici 2. madde uyarınca tüketici uyuşmazlıklarındaki zorunlu arabuluculuk uygulaması bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da derdest olan (görülmekte olan) davalarda uygulanmayacaktır.

Ayrıca söz konusu düzenleme yayınlandığı 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yasal değişiklik özetle ne anlama geliyor?

Yukarıda belirtilen yasal değişiklikle, 10.390 TL ve üzerindeki tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildi. Böylece, iş hukuku ve ticaret hukukundan doğan uyuşmazlıklarda daha önceden düzenlenen zorunlu arabuluculuk uygulaması tüketici uyuşmazlıklarına da getirilmiş oldu.

Buradan hareketle, 10.390 TL ve üzerindeki ve istisna kapsamında kalmayan tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan dava açılması halinde dava usulden reddedilecektir.

İnceleme

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinde görülen ve parasal sınır olarak 10.390 TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar veya konusu para ile belirlenemeyen uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi kılınmış ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunlu bir dava şartı haline getirilmiştir.

Birtakım tüketici uyuşmazlıkları ise zorunlu arabuluculuk uygulaması dışında tutulmuştur. Aşağıdaki uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk uygulamasına tâbi değildir:

  • Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında kalan (yani 390 TL miktarının altında kalan) uyuşmazlıklar,
  • Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar,
  • İhtiyati Tedbir Kararları Alınması: Tüketici örgütleri ya da ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından, haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde açılan davalar (73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar),
  • Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için açılan davalar (74 üncü maddede belirtilen davalar),
  • Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından kaynaklanan uyuşmazlıklar

Tüketici arabuluculuk toplantısına katılmak zorunda mıdır?

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11. maddesi uyarınca kural olarak, zorunlu arabuluculukta taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur ve bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/A. maddesinin 2. fıkrasında, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11. maddesindeki bu kurala “7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin onbirinci fıkrası tüketici aleyhine uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeyle bir istisna getirilmiştir. Buradan hareketle, tüketici geçerli mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmadan arabuluculuk faaliyeti sona erse bile arabuluculuk toplantısına katılmayan tarafın yargılama giderinden sorumlu tutulması kuralı tüketici için geçerli olmayacak ve tüketici lehine vekâlet ücretine hükmedilebilecektir. Bu istisnanın yalnızca tüketici için geçerli olduğu ve satıcı, sağlayıcı veya kredi verenin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11. maddesindeki genel kuralına tâbi olduğu unutulmamalıdır.